10 Ocak 2012 Salı

Hangi Balkon Daha Mutlu?

Yaz akşamları balkonunda sigara içip, masada saatlerce yazan kadın, bir "anne" demek ki... 

Aylardan Ocak. Arka oda camımdan sokağa göz gezdirirken "yazar teyze"nin sevimli çocuk kıyafetleri asılı çamaşır ipi dikkatimi çekti. Mor, pembe, siyah üzerine güçlü sarı puantiyeli, fırfırlı giysiler. Masal gibi dedim. Cıvıl cıvıl. Kalemi de renkli olmalı.


Balkonun bir üstünde, çaprazdakinde özensizlik çekti dikkatimi sonra. Tıkış tıkış asılmış lacivert, siyah, gri çocuk çamaşırları. Pijama altının bir bacağı yukarıda, diğeri aşağıda. Üstelik ikisini de tek mandalla asmayı denemişler. Bir an önce bitsin der gibi, en az zamanda, en tasarruflu tarafıyla... Yapacak daha önemli işlerim var, der gibi. Sonra anımsadım; bu "anne"nin ya da "annelerin" -çünkü yaz günleri hepsi küçük balkona doluşur, topluca yerde yemek yer, çay  içer, sonra saatlerce oturup elişi yaparlardı- ikisinden hangisiydi anne hiç düşnmemiştim şimdiye dek. Üç çocuk da birinin miydi... Aralarında nasıl bir hiyerarşi vardı.

Sormadan edemedim, hangi balkon daha mutluydu? Hangi balkon sahibinin karakterini taşımazdı ki? 
Biri saatlerce elişi yapıyor, diğeri saatlerce yazı yazıyordu. Biri neredeyse tüm işini orada görüyor, diğeri sadece yazmak için balkona çıkıyordu. Biri sokağa aç, diğeri saklanmak istiyordu. Biri kuralları yıkmak istiyor, diğeri onlara uymazsa huzursuz hissediyordu. Bilmek özgürlük müydü? Cehalet mutluluk mu? Renklerde hayat enerjisi mi gizliydi, yaşanmamışlar mı, hapsolmuş ve kurtulmayı bekleyen bir yanımız mı? Hangi balkon daha mutluydu?




Pc: Uzun, upuzun ayrılığımızı nihayetlendirmek, daha çok yazmak için geldim. Merhaba. :)

Hiç yorum yok: