9 Şubat 2011 Çarşamba

Cihangir’de bir kapının arkasındayım

Yanımda yaklaşık üçyüz film, ikiyüze yakın dergi, birkaç kahkaha, hayatımda gördüğüm en güzel sehpalardan biri, dört gözyaşı, iki kedi -biri sarı,  içine sofra kurabileceğin bir tepsi, biraz “neden aramıyor”, açılınca kocaman olan bir kanepe, üç cevapsız çağrı, bir orkide, bir tost makinesi, bir kavanoz tuz, bir fotoğraf makinesi, yarım litre su, 2 laptop, bir iki kişilik yatak, sarılarını çok sevdiğim el örgüsü bir battaniye, bir Nil Burak / “çok yalnızım”, birkaç “ben demiştim”, 4 brovni gold, 3 “daha tuzlu” çekirdek, içindeki nane taneleriyle zamanla dudağı karıncalandıran o dudak şeysi, birkaç gözyaşartıcı olay, az miktarda pişmanlık, içinde radyo çalan ama suyunu nerden vereceğini ayarlayamayan bir duş kabini, altı yastık, iki kapalı kapı daha, birkaç dilim börek, biraz da hüzün var.

Kapının diğer tarafında, şu an geçen bir taksi, yapraklarının yarısı dökülmüş ama diğer yarısı yeşil yeşil duran ağaç, yan mahallenin kedileri, Zeynep, vınn’ım, en sevdiğim tişört, cihangir ilkokulu, akşam, şu an evine girmek üzere olan insanlar, patates kızartmaları, buzsuz içilen rakılar, şu an ofisten çıkmış insanlar, birine hediye edilmiş ama sevilmemiş şarkılar, şu an bira yudumlayan insanlar, adresten dönen mektuplar, şu an prova yapan insanlar, tabakta kalmış pirinçler ve kemikler, şu an sigara satın alan insanlar, boşuna alınmış şemsiyeler, şu an sevgilisini öpen insanlar, yeni çıktı diye satılan sabah simitleri, şu an birini görmezden gelen insanlar, çalınan cüzdanlar, şu an arkadaşlarını eken insanlar, birinin sigarasını yakan çakmaklar, içinde sadece inmeyi bekleyen insanların olduğu otobüsler, tabağın dibinde kalmış sarı leblebiler, Melikşah, ağaoğlu camii, pencereden bakan teyze, fotoğrafı çekilen birileri, yeni tanışan ve birbirinden çok hoşlanan birileri, kendini öldüren biri, kendini sevmeye karar veren biri, öldürülen biri, unutulan biri, merdivenden düşmüş biri, birine yetişmeye çalıştıkça geç kalan biri, yeşil erikler, işeyen bir Jack Russel, milyonlarca broşür, kaybolmuş ve bulunmuş anahtarlar ve canım ve hayatın geri kalanı var.

Gece bastırıyor, akşam teslim oluyor, saatler sekizonikiyi gösteriyor, fonda Jamie Lidell çalıyor, bazı cümleler bitmek bilmiyor, bazıları kapı var zannediyor.

su özdoğu

Hiç yorum yok: